Haziran24

TANIKLIK


Tanıklık Nedir?

Halk arasında “şahit” olarak da bilinen tanık, davaya taraf olmayan ancak dava taraflarının dosyada delil olarak dayanabildiği ve davaya konu olan olay ile ilgili bilgi sahibi olduğu bilinen kişidir. 

Tanık, İfadesini Yazılı Olarak Verebilir Mi?

Tanık kural olarak ifadesini yazılı şekilde veremez. Ancak teknik konular ve rakama ilişkin sorular gibi yazılara ihtiyaç duymadan net cevap verilemeyecek konularda hâkimden izin talep edilmek suretiyle yazılı ifade verilebilir. Hâkim gerek gördüğü takdirde belli bir süre içinde tanığa yazılı olarak beyanlarını bildirmesi için soru kâğıdı gönderilmesine karar verebilir. 

Tanık Mahkemeye Gitmezse Ne Olur? 

Tanığa ilgili mahkeme veya savcılık tarafından meşruhatlı davetiye gönderilir. Bu davetiyede mahkeme bilgileri ile tanığın dinleneceği duruşma tarihi ve saati yazar. Davetiye tanığa tebliğ edildiği takdirde belirtilen duruşma günü ve saatinde mahkemede hazır bulunmalıdır. Mahkeme mübaşiri sırası geldiğinde tanığın ismini okur ve tanık mahkeme salonuna alınır. Tanıklık yemini yaptırıldıktan sonra tanığa bildiklerini anlatması için söz hakkı verilir. Eğer tanık duruşmaya gidemeyecek durumda ise, ilgili mahkeme ya da savcılığa geçerli bir mazeret olması kaydıyla, bir mazeret dilekçesi vermelidir. Tanığın mazeretsiz olarak duruşmaya katılmaması veya mazeretinin kabul edilmemesi halinde ise, tanık hakkında (polis ya da jandarma vasıtasıyla) zorla getirme kararı verilir. 

Tanık Yalan Söylerse Ne Olur? 

Bilindiği üzere, tanığın yalan beyanda bulunması suç teşkil etmektedir. Zira tanığa beyanı alınmadan önce “Sorulacak sorulara, hiçbir şey saklamadan doğru cevap vereceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” şeklinde yemin ettirilir. Bunun üzerine tanığın beyanlarında yalan söylediği ortaya çıkarsa, hâkim tarafından tanık hakkında işlem yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığına muhtariyette bulunulur. Yine tanığın yalan söylediği sonradan anlaşıldığı takdirde; önceki mahkeme kararı geçersiz sayılıp yeniden yargılama yapılabilir. Bunun dışında “yalan tanıklık” suçundan tanık hakkında soruşturma başlatıldığı ve sonucunda kamu davası açıldığı takdirde, tanığa hapis cezası verilebilir. Bu ceza da kişinin adli sicil/sabıka kaydına işlenir. Keza karşı tarafça zarara uğranılması halinde, yalan beyanda bulunan tanık aleyhine tazminat davası açılması yoluna da gidilebilir. 

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Adliyeye Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen “Yalan Tanıklık” başlıklı 272. maddesi;

“(1) Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapan kişi hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin göz altına alınması veya tutuklanması hâlinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.

(6) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.

(7) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.

(8) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; yalan tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Kimler Tanıklıktan Çekinebilir? 

Tanıklıktan çekinme istisnai hallerde mümkündür. Hâkim tanığı dinlemeden önce tanığa, ilgili kişiyle akrabalığının olup olmadığını, kişisel nedenlerle tanıklıktan çekinme sebeplerinin varlığı hâlinde tanıklıktan çekinebileceğini hatırlatır. Bu durumda CMK m. 45 ışığında, aşağıdaki kişilerin tanıklıktan çekinme hakları vardır: 


“MADDE 45 - (1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir:

a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı.

b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi.

c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu.

d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları.

e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.

(2) Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanuni temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanuni temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez.

(3) Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler.”

Bunun yanı sıra tanıklıktan çekinme müessesesi, Hukuk Muhakemesi Kanunu m. 247 ve devamında aşağıdaki şekilde düzenlenmiş olmakla; bu düzenlemeler, atıfta bulunulması sebebiyle uygun düştüğü ölçüde İdari yargılama usulü için de geçerlidir. 


“MADDE 247- (1) Kanunda açıkça belirtilmiş olan hâllerde, tanık olarak çağrılmış bulunan kimse, tanıklık yapmaktan çekinebilir.

(2) Kişisel nedenlerle tanıklıktan çekinme sebeplerinin varlığı hâlinde, hâkim tanık olarak çağrılmış kimsenin çekinme hakkı bulunduğunu önceden hatırlatır.


MADDE 248- (1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilirler:

a) İki taraftan birinin nişanlısı.

b) Evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi iki taraftan birinin eşi.

c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyu.

ç) Taraflardan biri ile arasında evlatlık bağı bulunanlar.

d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi kayın hısımları.

e) Koruyucu aile ve onların çocukları ile koruma altına alınan çocuk.


MADDE 249- (1) Kanun gereği sır olarak korunması gereken bilgiler hakkında tanıklığına başvurulacak kimseler, bu hususlar hakkında tanıklıktan çekinebilirler. Ancak, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükmü saklı kalmak üzere sır sahibi tarafından sırrın açıklanmasına izin verildiği takdirde, bu kimseler tanıklıktan çekinemezler.


MADDE 250- (1) Aşağıdaki hâllerde tanıklıktan çekinilebilir:

a) Tanığın beyanı kendisine veya 248 inci maddede yazılı kimselerden birine doğrudan doğruya maddi bir zarar verecekse.

b) Tanığın beyanı kendisinin veya 248 inci maddede yazılı kimselerden birinin şeref veya itibarını ihlal edecek ya da ceza soruşturmasına veya kovuşturmasına sebep olacaksa.

c) Tanığın beyanı, meslek veya sanatına ait olan sırların ortaya çıkmasına sebebiyet verecekse.


MADDE 251- (1) 248 ve 249 uncu maddeler ile 250 nci maddenin (a) bendindeki hâllerde;

a) Bir hukuki işlemin yapılması sırasında tanık olarak bulundurulmuş olan kimse o işlemin esası ve içeriği hakkında,

b) Aile bireylerinin doğum, ölüm veya evlenmelerinden kaynaklanan olaylar hakkında,

c) Aile bireyleri arasında, ailevi ilişkilerden kaynaklanan mali uyuşmazlıklara ilişkin vakıalar hakkında,

ç) Taraflardan birinin hukuki selefi veya temsilcisi olarak kendisinin yaptığı işler hakkında, tanıklıktan çekinilemez.” 


Tanıklıktan çekinme müessesi; yukarıda sayılanlar dışında başkaca kanun ve sair mevzuat ile de düzenlenmiştir. Buna ilişkin olarak örnek vermek gerekirse; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Sır Saklama” başlıklı m. 36 hükmünde “Avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi, gerekse, Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısıyla öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır.

Avukatların birinci fıkrada yazılı hususlar hakkında tanıklık edebilmeleri, iş sahibinin muvafakatini almış olmalarına bağlıdır. Ancak, bu halde dahi avukat tanıklık etmekten çekinebilir. Çekinme hakkının kullanılması hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz.

Yukarıdaki hükümler, Türkiye Barolar Birliği ve baroların memurları hakkında da uygulanır.” şeklinde belirtilmek suretiyle özel hal olarak hüküm konulmuştur. 


Bu hüküm esasında HMK’nın "Sır Nedeniyle Tanıklıktan Çekinme" başlıklı 249. maddesine dayanmaktadır;

“Kanun gereği sır olarak korunması gereken bilgiler hakkında tanıklığına başvurulacak kimseler, bu hususlar hakkında tanıklıktan çekinebilirler. Ancak, 19/3/1969 tarihli ve 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu hükmü saklı kalmak üzere sır sahibi tarafından sırrın açıklanmasına izin verildiği takdirde, bu kimseler tanıklıktan çekinemezler.'' denilmekle; tanığın kanunen sır olarak korunması gereken bilgiler hakkında tanıklığına başvurulduğunda tanıklıktan çekinebileceği, ancak 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu hükmü saklı olmak üzere, sır sahibinin sırrın açıklanmasına izin verdiği durumlarda ise tanıklıktan çekinilemeyeceği vurgulanmıştır.


Nitekim avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek görevleri, gerekse, Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısıyla öğrendiklerini açığa vurmaları yasaktır. İş sahibinin muvafakatini alarak bu hususlar hakkında tanıklık edebilirler. Ancak, avukat muvafakati almış olsa dahi, tanıklık etmekten çekinebilir ve çekinme sebebiyle hukuki ve cezai sorumluluğu doğmaz. 


Son olarak belirtmek gerekir ki; hukuk ve ceza yargılamalarında sıkça dayanılan tanık delili, mahkemece takdiri delil kapsamında değerlendirilmekte olup yargılamaların gidişatı açısından büyük önem arz etmektedir. Yine hukuk mahkemeleri nezdinde yapılan yargılamalar bakımından dava veya cevap dilekçesi ile süresinde başvurulmayan tanık deliline sonradan dayanılamayacağından; ne mahkemece yeni bir süre tanınacaktır, ne sonradan tanık listesi sunulabilecektir, ne de tanık listesi sunulsa dahi bu tanıklar mahkemece dinlenilebilecektir. Böyle bir durum da geri dönülemeyecek şekilde istenmeyen sonuçlar doğurabilecektir. Bu ve benzeri birçok nedenlerle her türlü yargılama sürecinde bir avukata danışmak ya da avukat yardımından faydalanmak sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından yerinde olacaktır. 

Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve özellikle reklam yasağına uygun şekilde tasarlanmıştır. ARIK HUKUK Web Sitesinin içinde yer alan tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup, bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konusu bilgilerin aktarılması ile hiçbir şekilde kullanıcılar ve web tarayıcıları ile ARIK HUKUK BÜROSU arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde, mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, ARIK HUKUK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır.  ARIK HUKUK BÜROSU, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Development By XZENSOFT.

arikhukukdanismanlik.com olarak websitemizde çeşitli çerezler(tanımlama verileri) kullanmaktayız.

Sitemiz sizlere daha iyi, hızlı ve güvenli bir deneyim sağlamak amacıyla kullanıcı faaliyetlerini kaydedip değerlendirmek için “cookie” (çerez) teknolojisini kullanır. Çerezler, web sunucusu tarafından tarayıcınız aracılığı ile bilgisayarınıza yerleştirilen küçük veri dosyalarıdır. Şirketimiz, bu teknolojiyle bireysel kullanıcıların sadece kendi istekleriyle vermiş oldukları bilgilerini, yalnızca kullanıcıya daha iyi hizmet verebilmek amacıyla kaydeder ve kullanır. Tarayıcınızdan çerez ayarlarını değiştirebilirsiniz. Ancak çerezleri engellemek bu sitede sunulan bazı hizmetlere ulaşamamanıza neden olabilir.

Sitemiz içerisinden etkileşime geçmiş olduğunuz formlar üzerinden gönderdiğiniz veriler sizinle iletişime geçmek dışında başka herhangi bir amaç için kullanılmamaktadır.

Okudum, Anladım