Haziran24

DOLANDIRICILIK SUÇU


Dolandırıcılık suçu TCK’nın 157-159. maddeleri arasında düzenlenmiştir. İlk olarak 157. maddede dolandırıcılık suçunun basit hali tanımlanmış, 158. maddede nitelikli halleri, 159. maddede ise daha az ceza gerektiren halleri belirtilmiştir. 

Basit haliyle dolandırıcılık suçu; hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olacak şekilde, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamaktır. 

ŞARTLARI 

A.    Hileli Hareketlerin Varlığı

Hile, gerçekte mevcut olmayan bir hususu mevcut göstermek veya gerçekleşmiş bir vakıayı olduğundan başka türlü ya da hiç gerçekleşmemiş gibi göstermek suretiyle kişinin yanılgıya düşürülmesidir. Hile, icrai bir davranışla gerçekleştirilebileceği gibi, ihmali bir davranışla da gerçekleştirilebilir. Örneğin; bilgilendirme yükümlülüğü bulunmasına rağmen karşı taraftan söz konusu bilgileri gizlemek, hilenin ihmal ile gerçekleşmesine yol açacaktır. 

Bir davranışı hile olarak kabul etmek, ancak o fiilin aldatmaya elverişli olması ile mümkün olacaktır. Somut olayın özellikleri incelenerek söz konusu hareketin aldatmaya elverişli olup olmadığı belirlenecektir. Keza aldatmaya elverişli davranışlar gerçekleştirilmeden dolandırıcılık suçunun icrasına başlandığı söylenemez. 

B.    Muhatabın Aldatılmış Olması

Fail tarafından gerçekleştirilen hileli davranışla muhatap aldatılmış yahut içinde bulunduğu yanılgının devamının sağlanmış olması gerekmektedir. Failin davranışları sonucunda muhataba bildirilen olgular ile gerçeklerin uyuşmadığı hallerde yanılgıdan söz edilir. Hileli davranışla kişinin yanılgıya düşmesi veya hali hazırda bulunduğu yanılgının devamı arasında nedensellik bağı bulunmalıdır.

C.    Aldatılan Kişinin, Malvarlığı Üzerinde Belli Bir Yönde Tasarrufta Bulunmuş Olması

Dolandırıcılık suçu ile korunan hukuki değer, malvarlığı hakkıdır. Dolayısıyla her ne kadar kişi, hileli hareketler sonucu aldatılmış olsa da; bu hareketler malvarlığı nezdinde bir sonuç doğurmamışsa dolandırıcılık suçunun oluştuğu söylenemez. İradesi sakatlanmış olan mağdurun malvarlığı üzerinde failin yahut başka bir kişinin yararına işlem tesis etmiş olması zorunludur.

D.    Bir Zararın Meydana Gelmesi ve Buna Karşılık Olarak Bir Yararın Sağlanmış Olması

Sadece malvarlığı üzerinde bir tasarrufun gerçekleşmiş olması da dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için yeterli değildir. Ayrıca bu işlem sonucu aldatılan kişinin zarara uğraması; zarara konu kısmın ise, faile ya da bir başkasına yarar sağlamış olması gerekmektedir. Gerçekleştirilen hileli davranışın bu zararın doğmasında doğrudan etkili olması, diğer bir deyişle, tüm süreçte nedensellik bağının kopmamış olması gerekmektedir. Örneğin tapu devri için hileli davranışlarla iradesi sakatlanan kişinin, bu devirden gelecek parayı düşünerek gerçekleştirmiş olduğu bağışlar, dolandırıcılık suçunun konusunu oluşturmaz.

Ancak sayılan dört şartın sağlanmış olması ve tüm bu süreçte nedensellik bağının kopmaması halinde dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.

SUÇUN UNSURLARI 

Suçun Konusu: 

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Mal Varlığına Karşı Suçlar bölümünde düzenlenmektedir.  Bu bağlamda malvarlığına ilişkin herhangi bir değer bu suçun konusunu oluşturabilir.

Fail:

Dolandırıcılık, faili bakımından özellik göstermeyen, herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşumu bakımından hileli davranışları gerçekleştiren kişi ile bu vasıtayla haksız menfaat temin edenin aynı kişi olması gerekli değildir.

Mağdur:

Yine herkes dolandırıcılık suçunun mağduru olabilir. Aldatılan kişi ile zarara uğrayan kişinin farklı olması halinde hileli davranışın muhatabı mağdur, malvarlığında zarar meydana gelen kişi ise suçtan zarar gören olacaktır.

Fiil:

Kanun hükmü uyarınca, hileli davranışlarla bir kimsenin aldatılmış, failinin yahut başka birinin yararına haksız bir kazanç sağlanmış olması gerekmektedir. Dolayısıyla dolandırıcılık, hileli davranışlarla ve haksız bir menfaatin temin edilmesiyle işlenebilen çok hareketli bir suçtur. 

Nitelikli Halleri:

a    Suçun Dini İnanç ve Duyguların İstismar Edilmesi Suretiyle İşlenmesi

Suçun dini inanç ve duyguların bir aldatma aracı olarak kullanılması ile meydana geldiği hallerde dolandırıcılık suçu daha ağır bir cezai müeyyide doğurmaktadır. 

b-    Kişinin İçinde Bulunduğu Tehlikeli Durum veya Zor Şartlardan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi

Mevcut sakıncalı halden kurtulmak adına kişilerin çaresizlik içinde aceleyle karar vermesi muhtemeldir. Bu durumda kişilerin aldatılmaya daha elverişli olması hasebiyle dolandırıcılık suçunun basit haline nazaran daha ağır bir sorumluluk düzenlenmiştir.

c-    Kişinin Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi

Bu zayıflık yaş, akıl hastalığı, sağlık gibi genel durumlardan kaynaklanabileceği gibi kişinin içinde bulunduğu geçici süreli kaza, sarhoşluk vb. hallerde de söz konusu olacaktır. Algılama yeteneği zayıf olan kişiye karşı hileli davranış sergilenmesi ve aldatma daha kolaydır. Bu nedenle daha ağır bir ceza öngörülmüştür. Bununla birlikte algılama yeteneği ortadan kalkmış olanlar dolandırıcılık suçunun mağduru olamaz. Keza bu kişilerin aldatılmış olduğunu kabul etmek içinde bulundukları durum nedeniyle mantıklı değildir.

d-    Suçun Kamu Kurum ve Kuruluşlarının, Kamu Meslek Kuruluşlarının, Siyasî Parti, Vakıf veya Dernek Tüzel Kişiliklerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle İşlenmesi

Söz konusu kuruluşların zarara uğraması gerekmez. Mühim olan bu kurumların araç olarak kullanılmasıdır. Kanun hükmünde geçen araç ibaresinden kurumların isimleri değil maddi varlıkları anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle bu kurumların düzenlediği belgeler, verdikleri izinler vb. hileli davranışa konu olursa daha ağır bir sorumluluk gündeme gelecektir.

e-    Suçun Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Olarak İşlenmesi

Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılmasa dahi zarara uğradığı durumlar söz konusudur. Bu durumu engellemek adına bu kurumların zarara uğratılması ayrıca bir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

f-    Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle İşlenmesi

Teknolojinin yaygınlaşması ile birlikte hayatımıza birçok yenilik girmiş olmakla birlikte insanların telefon, bilgisayar, sosyal medya, internet ve daha birçok sistem ve aygıt aracılığıyla kandırılması kolaylaşmıştır. Ayrıca banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması da dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından önemli bir kolaylık sağlamaktadır. Bu nedenle belirtilen sistemlerin ve kurumların araç olarak kullanılması bir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. 

Dolandırıcılık suçu ile elde edilen malvarlığı değerlerinin bankalara yatırılması ya da banka aracılığıyla başka kişilere aktarılması bir nitelikli hal değildir.

g-    Basın ve Yayın Araçlarının Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi

Satış, ticaret veya alışveriş sitelerinden yararlanmak, gazete-dergi gibi mecralarda ilan vermek suretiyle gerçekleştirilen dolandırıcılık bu nitelikli hale örnektir.

h-    Tacir veya Şirket Yöneticisi Olan ya da Şirket Adına Hareket Eden Kişilerin Ticari Faaliyetleri Sırasında; Kooperatif Yöneticilerinin Kooperatifin Faaliyeti Kapsamında İşlenmesi

Ticaret hayatının olağan akışını ve güvenliğini sağlamak adına düzenlenmiştir.

I    Serbest Meslek Sahibi Kişiler Tarafından, Mesleklerinden Dolayı Kendilerine

Duyulan Güvenin Kötüye Kullanılması Suretiyle İşlenmesi

Kişinin sadece serbest meslek sahibi olması yeterli değildir. Ayrıca suçun meslek faaliyetleri sırasında, icra edilen mesleğe duyulan güvenin ihlal edilmesi suretiyle işlenmesi gerekmektedir.

i-    Banka veya Diğer Kredi Kurumlarınca Tahsis Edilmemesi Gereken Bir Kredinin Açılmasını Sağlamak Maksadıyla İşlenmesi

Günümüzde kredi alabilmek ancak ilgili kurumlar tarafından belirlenen kıstaslara uygun olmak ve istenilen belgelerin temini ile mümkün olmaktadır. Ancak kişiler ve kimi zaman büyük şirketler, belirlenen koşulları sağlamamalarına rağmen kredilerden yararlanmak adına sahte belgeler düzenlemekte, gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunmaktadır. Böylece geri ödeme noktasında birçok problem ile karşılaşılmakla birlikte, ticaret hayatının devamlılığı sekteye uğramakta, bankaların mevduat döngüsü bozulmaktadır. Bu durumunun önüne geçmek adına daha ağır bir sorumluluk öngörülmüştür.

j-    Sigorta Bedelini Almak Maksadıyla İşlenmesi

Hem sigorta edilen hem de sigortadan yararlanacak kişi bu suçun faili olabilir. Sigorta sözleşmesinde belirtilen riziko türünün bir önemi yoktur.

k-    Kişinin, Kendisini Kamu Görevlisi veya Banka, Sigorta ya da Kredi Kurumlarının Çalışanı Olarak Tanıtması veya Bu Kurum ve Kuruluşlarla İlişkili Olduğunu Söylemesi Suretiyle İşlenmesi

Kendilerinin telefonda polis, avukat, savcı, banka müdürü vb. olarak tanıtan insanlar bu kapsamda değerlendirilir.

l-    Kamu Görevlileriyle İlişkisinin Olduğundan, Onlar Nezdinde Hatırı Sayıldığından Bahisle ve Belli Bir İşin Gördürüleceği Vaadiyle Aldatarak İşlenmesi

Bahsedilen kişilerin var olmaması yahut yetkili olmaması bu nitelikli halin oluşmasına engel değildir. Bununla birlikte, eğer gerçekten yetkili kamu görevlilerinin de suça konu eylemin içinde mevcudiyeti söz konusu ise, bu durumda dolandırıcılık değil, TCK m. 255 gereği, nüfuz ticareti suçu gündeme gelecektir. 

m-    Üç veya Daha Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşlenmesi

Suçun iki kişiyle işlenmesi halinde müşterek faillik, üç veya daha fazla kişi ile işlenmesi halinde ise, nitelikli hal söz konusu olacaktır.

n-    Suç İşlemek Amacıyla Kurulmuş Bir Örgütün Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi

Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün bulunup bulunmadığı hususu, TCK’nın 220. maddesi çerçevesinde değerlendirilecektir.

DAHA AZ CEZAYI GEREKTİREN NİTELİKLİ HAL 

TCK’nın 159. maddesi uyarınca; ‘’Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikâyet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.’’

Her ne kadar ifa edilmeyen bir edim söz konusu olsa dahi bu, dolandırıcılık suçunun oluşmasına engel değildir. Ancak hukuken kabul edilen bir alacağın tahsili amacıyla gerçekleştirilen dolandırıcılık daha az haksızlık içermesi hasebiyle, kanun koyucu tarafından indirim nedeni olarak görülmüştür. Bu hükmün uygulanabilmesi ancak geçerli bir hukuki ilişki ve bu ilişkiye bağlı bir alacak olmasına bağlıdır.

Hukuki ilişkiden doğan alacağın tahsiline yönelik gerçekleştirilen dolandırıcılık suçlarında soruşturma ve kovuşturma şikâyete bağlıdır. Savcılık resen bu süreci yürütemez. Ayrıca kanun metninde belirtilen hapis ve adli para cezasının birlikte verilmesi mümkün değildir. Kişi ya adli para ya da hapis cezasına mahkûm edilir.

ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

⦁    TEŞEBBÜS

TCK madde 35/1 hükmü “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu husus dolandırıcılık için de geçerlidir.

Şöyle ki, hileli davranışlar sonucu kişinin aldatılamamış olması yahut aldatılmış olsa dahi, malvarlığı nezdinde bir tasarrufta bulunmaması ya da fail veya başkası adına bir yararın doğmaması halinde teşebbüsten söz edilir.

⦁    İŞTİRAK

Faili icra hareketlerini yapmaya azmettiren, icra hareketlerine yardım eden veya suçu birden fazla kişi olarak işleyenler suça iştirak etmiş sayılırlar. Dolandırıcılık suçu iştirak bakımından bir özellik arz etmez. İştirakin her şekliyle bu suça katılmak mümkündür. Dolandırıcılık sonucunda hileli davranışı gerçekleştiren ile yararı sağlayan kişilerin farklı olduğu hallerde, yarar sağlayan kişinin dolandırıcılıktan dolayı sorumluluğunun söz konusu olabilmesi, bu konuda bilgi sahibi olmasına bağlıdır.

⦁    İÇTİMA

TCK m. 43 uyarınca, dolandırıcılık suçunun aynı kişiye karşı değişik zamanlarda birden fazla işlendiği hallerde, zincirleme suç hükümleri uygulanır. Bu bağlamda verilecek ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılacaktır.

Suçun tek fiile birden fazla kişiye karşı işlendiği hallerde, aynı neviden fikri içtima söz konusudur. 43. maddenin 2. fıkrası gereği, zincirleme suç hükümleri uygulanır.

    Yine Dolandırıcılık Suçu İle Resmi Veya Özel Evrakta Sahtecilik Suçunun birlikte işlenmesi hali de günümüzde çok rastlanılan bir durumdur. TCK m. 212 gereği, dolandırıcılık suçunda hile unsurunun icrası kapsamında resmi veya özel belge, sahte olarak düzenlenmiş ve kullanılmış olabilmektedir. Bu gibi hallerde, fail, dolandırıcılık suçunun yanı sıra, belgede sahtecilik suçundan dolayı da sorumlu tutulacaktır.


⦁    ETKİN PİŞMANLIK 

    Kanun metninde dolandırıcılıkta etkin pişmanlık kapsamına alınmıştır.

    TCK 168/3 hükmü gereği, suç tamamlandıktan sonra, ancak kovuşturma başlamadan önce, failin ve iştirak edenlerin, pişman olup mağdurun tüm zararını aynen geri verme ya da tazmin suretiyle karşılaması halinde verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilir. 

    Soruşturma aşamasında yani henüz dava açılmamışken zararın giderilmesi halinde 2/3, kovuşturma aşamasında giderilmesi halinde ise ½ oranında indirim söz konusu olacaktır.

    DOLANDIRICILIK SUÇUNDA ŞİKÂYET VE ZAMANAŞIMI

    Dolandırıcılık suçu şikâyete tabi suçlardan değildir. Savcılık suçun varlığını öğrendiği an, soruşturma açmakla ve gerekli delillerin varlığı halinde soruşturmayı kamu davasına çevirmekle yükümlüdür. Soruşturma açılması için kişinin şikâyeti aranmamakla birlikte, soruşturma yahut kovuşturma aşamasında şikâyetçi olunmadığını belirtilmesi, sürecin işlemesine engel değildir. Bu durumun tek istisnası TCK m. 159 gereği, hukuki ilişkiden doğan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçunun işlenmesidir.

    DOLANDIRICILIK SUÇUNDA UZLAŞMA 

    Dolandırıcılık suçunun basit hali, uzlaşma kapsamındadır. Bu nedenle, TCK m. 157 uyarınca, bir soruşturma yahut kovuşturma, ancak kişilerin uzlaşma sağlayamaması halinde söz konusu olacaktır. Dolandırıcılık suçunun nitelikli olması halinde uzlaşma prosedürü uygulanmayacak ve suçun öğrenilmesi ile birlikte soruşturma ve akabinde kovuşturma aşamasına geçilecektir.

    DOLANDIRICILIK SUÇUNUN CEZASI 

    Dolandırıcılık suçunun basit halinin cezası bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır. Somut olayın özellikleri ve meydana gelen zarar incelenip kişiye hem hapis hem de adli para cezası birlikte verilecektir.

    Suçun nitelikli hali için ise, kanunda üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası öngörülmüştür. Ancak 158. maddenin 1. fıkrasının “e”, “f”, “j”, “k” ve “l” bentlerinde düzenlenen nitelikli hallerden birinin söz konusu olduğu hallerde, hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı ise, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacaktır.


Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve özellikle reklam yasağına uygun şekilde tasarlanmıştır. ARIK HUKUK Web Sitesinin içinde yer alan tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup, bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konusu bilgilerin aktarılması ile hiçbir şekilde kullanıcılar ve web tarayıcıları ile ARIK HUKUK BÜROSU arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde, mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, ARIK HUKUK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır.  ARIK HUKUK BÜROSU, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Development By XZENSOFT.

arikhukukdanismanlik.com olarak websitemizde çeşitli çerezler(tanımlama verileri) kullanmaktayız.

Sitemiz sizlere daha iyi, hızlı ve güvenli bir deneyim sağlamak amacıyla kullanıcı faaliyetlerini kaydedip değerlendirmek için “cookie” (çerez) teknolojisini kullanır. Çerezler, web sunucusu tarafından tarayıcınız aracılığı ile bilgisayarınıza yerleştirilen küçük veri dosyalarıdır. Şirketimiz, bu teknolojiyle bireysel kullanıcıların sadece kendi istekleriyle vermiş oldukları bilgilerini, yalnızca kullanıcıya daha iyi hizmet verebilmek amacıyla kaydeder ve kullanır. Tarayıcınızdan çerez ayarlarını değiştirebilirsiniz. Ancak çerezleri engellemek bu sitede sunulan bazı hizmetlere ulaşamamanıza neden olabilir.

Sitemiz içerisinden etkileşime geçmiş olduğunuz formlar üzerinden gönderdiğiniz veriler sizinle iletişime geçmek dışında başka herhangi bir amaç için kullanılmamaktadır.

Okudum, Anladım