MİRASÇILAR ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN MİRAS PAYI DEVRİNİN GEÇERLİ OLMASI İÇİN NOTERDE YA DA TAPU SİCİL MEMURU HUZURUNDA YAPILMASI ZORUNLU DEĞİLDİR.


YARGITAY 8. H.D. 2014/856 E. – 2014/2559 K. 

“MİRASÇILAR ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN MİRAS PAYI DEVRİNİN GEÇERLİ OLMASI İÇİN NOTERDE YA DA TAPU SİCİL MEMURU HUZURUNDA YAPILMASI ZORUNLU DEĞİLDİR.”

“ÖZET: Mirasçılar arasında gerçekleştirilen miras payı devrinin geçerli olması için noterde ya da tapu sicil memuru huzurunda yapılması zorunlu değildir. Bu itibarla iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanıp, yerel bilirkişiler aracılığıyla senet sınırlarının mahallinde yöntemince araştırılıp uygulanmasından sonra sonuca gidilmesi gerekirken, senedin geçersizliğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

(4721 S. K. m. 677, 706) (818 S. K. m. 213) (2644 S. K. m. 26)

Dava: S.. E.. ile A.. C.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.09.2007 gün ve 303/457 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı mirasçıları tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, Karaöz Köyü'nde bulunan 5,500 metrekare miktarındaki parsel sayılı taşınmazın davacının kök murisi olan babası A.. oğlu A.. E.. adına kayıtlı bulunduğunu, mirasçılarının davacı ile birlikte vefat eden annesi E.. E.., vefat eden kardeşi H.. E.. ile vefat eden kardeşinin çocuğu Ş.. C.. olduklarını, diğer mirasçıların sağlıklarında 20.05.1976 tarihli senetle hisselerini davacıya sattıklarından bu yana taşınmazı kullandığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlar, bir kısım davalılar ise usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş, yargılama oturumlarına katılmamışlardır.

Mahkemece, taşınmaz satışının adi şekilde yapıldığı, resmi şekilde yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacının yargılamadan sonra vefat etmesi üzerine mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.

Taşınmazın 14.08.1963 tarihinde muris A.. oğlu A.. E.. adına tespit edildiği, 02.07.1967 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.

Dava dilekçesinde zikredilen ve iddianın dayanağı olan 20.05.1976 tarihli harici senet, taşınmazın sınırları belirtilerek, muris A..in ölümünden sonra vefat ettikleri anlaşılan mirasçıları E.. E.., H.. E.. ile Ş.. C..'in davacı S.. E..a taşınmazı temlikine ilişkindir. Sözleşme bütün olarak tahlil edildiğinde miras payının devri niteliğindedir. TMK.nun 706, BK. 213, TK. 26. maddeleri kapsamında değil, TMK.nun 677. maddesi anlamında değerlendirilmelidir. Anılan hükmün birinci fıkrasına göre, bu tür devir senetlerinin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Başka bir anlatımla mirasçılar arasında gerçekleştirilen miras payı devrinin geçerli olması için noterde ya da tapu sicil memuru huzurunda yapılması zorunlu değildir.

Bu itibarla iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanıp, yerel bilirkişiler aracılığıyla senet sınırlarının mahallinde yöntemince araştırılıp uygulanmasından sonra sonuca gidilmesi gerekirken, senedin geçersizliğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Sonuç: Açıklanan nedenle davacı mirasçılarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı mirasçılarına iadesine 17.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu web sitesi ve içindeki bilgiler, Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve özellikle reklam yasağına uygun şekilde tasarlanmıştır. ARIK HUKUK Web Sitesinin içinde yer alan tüm bilgi ve materyaller sadece bilgilendirme olup, bunların tamamına veya bir kısmına dayanılarak yapılan işlemlere, eylemlere ve bunların sonuçlarına ilişkin hiçbir sorumluluk kabul edilmez. Söz konusu bilgilerin aktarılması ile hiçbir şekilde kullanıcılar ve web tarayıcıları ile ARIK HUKUK BÜROSU arasında bir avukat-müvekkil ilişkisi yaratılması amaçlanmamıştır ve bilgilerin bu kişilerce alınması hiçbir şekilde bu yönde bir ilişki oluşturmayacaktır. Müvekkiller veya okuyucular hiçbir şekilde, mevcut duruma ve özelliklerine ilişkin olarak uygun hukuki veya başka herhangi bir profesyonel görüş almadan, ARIK HUKUK web sitesinde yer alan herhangi bir hususa dayanarak bir eylemde bulunmamalıdır.  ARIK HUKUK BÜROSU, bu web sitesi aracılığıyla ulaşılan üçüncü kişilere ait içeriklerden hiçbir şekilde sorumlu değildir.

Development By XZENSOFT.

arikhukukdanismanlik.com olarak websitemizde çeşitli çerezler(tanımlama verileri) kullanmaktayız.

Sitemiz sizlere daha iyi, hızlı ve güvenli bir deneyim sağlamak amacıyla kullanıcı faaliyetlerini kaydedip değerlendirmek için “cookie” (çerez) teknolojisini kullanır. Çerezler, web sunucusu tarafından tarayıcınız aracılığı ile bilgisayarınıza yerleştirilen küçük veri dosyalarıdır. Şirketimiz, bu teknolojiyle bireysel kullanıcıların sadece kendi istekleriyle vermiş oldukları bilgilerini, yalnızca kullanıcıya daha iyi hizmet verebilmek amacıyla kaydeder ve kullanır. Tarayıcınızdan çerez ayarlarını değiştirebilirsiniz. Ancak çerezleri engellemek bu sitede sunulan bazı hizmetlere ulaşamamanıza neden olabilir.

Sitemiz içerisinden etkileşime geçmiş olduğunuz formlar üzerinden gönderdiğiniz veriler sizinle iletişime geçmek dışında başka herhangi bir amaç için kullanılmamaktadır.

Okudum, Anladım